Ne çok oldu değil mi bu seriden yazmayalı...Aslında genel olarak bloga yazmayalı çok oldu.Sanırım artık koşuşturmacalar arasında buraya yazmaya fırsat bulmaya sıra gelemiyor.
Aslında buraya yazmayalı birçok şey değişti mesela resmi olarak ben artık evli biriyim :) Tayinim oldu henüz yeni görev yerimde başlayamasam da...Ana değişiklikler bunlar olsa da kim bilir şimdiden unuttuğum ne çok değişiklikle karşılaştım...
Zaman ayıramadığım şey tabiki sadece blog değildi.Birçok insanın söylediği okumaya fırsat bulamıyorum lafını çok ciddiye almayıp okumak başlı başına yapılması gereken bir şey boş zamanlarda ya da fırsat buldukça yapılacak bir şey değil gibisinden bir sürü şey söylesem de içimden aslında dedikleri gibi de olabiliyormuş...Belli dönemlerim olmuştur hep okurluğumda.Kimi zamanlar deli gibi okur kendime kitap dayandıramazken kimi dönemlerdeyse adeta bu konuda kabız olur hiçbir ilerleme kaydedemem.O dönemlerden biri işte şu sıralar.
Aylak Adam'ı bitirip Gölge Hırsızı'na geçeli neredeyse 10 gün oldu.Ben bu konuyu yeni yazıyorum diye mi kızsam kendime yoksa hala kitabın neden bitemediğine mi bilemedim şimdi...
Aylak Adam okuma konusunda önemsediğim bir arkadaşımın başucu kitaplarındandı ve ben anca okuyabildi.Benim başucu kitabım olmayacaksa da sevdiklerim arasında çoktan yerini aldı.Bu kitapla birlikte Yusuf Atılgan ile de tanışmış bulundum ve tabi ki yine çok memnun oldum.
Okumadıysan oku derim...
Gölge Hırsızı'na gelecek olursak, Can Yayınları ve D&R sağ olsun bize bir sürü kitap kazandırdı, bu da onlardan biri oldu.Birçok yerde güzel şeyler duymuştum bu kitapla alakalı.Bekleyelim ve görelim benden ne duyacaksınız :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder