14 Aralık 2015 Pazartesi

NİSAN'IN BLW GÜNLÜĞÜ - 1

Uzunca bir aradan sona yeniden merhaba :)
Ara ara blog yazma isteğim depreşiyor başlıyorum, devamı gelmiyor ama olsun... Ben içimi dökmüş oluyorum, belki birileri de faydalanmış...
En son yazdığımda hamileymişim mesela şimdilerde minik kızımız tam 6 aylık olmuş :) Zaman hızlı geçiyordu zaten ama bebekli hayatta daha bir hızlı akıp gidiyor sanki...
Neyse fazla uzatmayayım bu kısmı konuya geçeyim, belki başka bir yazıda doğum hikayemi anlatırım uzun uzun...

Nisan doğumundan itibaren sadece anne sütü aldı şükürler olsun. Mama konusunda fazlaca katı olduğumdan dersime iyi çalışmış bir şekilde girdim doğuma ve doğumdan hemen sonra hemşirelerle mücadelemi kazandım ve kızıma 1 gram dahi mama vermeden ilk saatleri atlattık. Bu konuda bilinçsiz olsaydım ya da daha az şanslı olup sütüm gelmeseydi bebeğimi mamanın kollarına teslim edebilirdim belki...

Anne sütü aldığından 6.ay itibariyle katı/ek gıda serüvenine başladım. Her ne kadar gittiğim doktorlar 4.ay itibariyle minik tadımlara başlayabileceğimi söyleseler de ben anne sütünün mucizevi yönüne inandığımdan ve kızımın kilo alımında herhangi bir sıkıntı olmadığını düşündüğümden dinlemedim bu konuda doktorları. Bu noktada internette sağlam, güvenilir kaynak seçmeyi öğrenince iler daha kolay oluyor bence. Ama her gördüğüne inanır, her duyduğunu yapmaya çalışırsan durum tam bir kaosa dönüşebilir.

Aslında tam 6.aya girdiğinde başlamaktı niyetim yani 14 Aralık 2015'te fakat Nisan'ın anneannesi Ankara'da yaşamıyor, bizi ziyarete geldi ve 11'inde dönmek durumundaydı. O yüzden 9 Aralık 2015'te başladık ilk tadım günlerine...

İlk olarak Nisan için alışverişe gitmiştik. Mama sandalyesi, alıştırma bardağı, BLW 'ye uygun kaşıklar (çatalla kaşık arası plastik bir şey), silikon kaşıklar, cam rende, çorba ve sıcak şeyleri koymak için termoslar,leke tutmaz sıvı geçirmez önlükler vb...

Sonrasında yiyeceklerini almak için Bilkent Beğendik mağazasının organik sebze-meyve reyonuna gittik. Bizim yeme alışkanlığımızda organik alma gibi bir alışkanlık yok, standart market sebze-meyve reyonunu kullanıyoruz. Ama söz konusu minicik, tam gaz gelişmeye çalışan bir bünye olunca insan daha temkinli olmak istiyor. zaten tadım günlerinde 2 çay kaşığı kadar yese yeteceğinden çok büyük bir bütçe ayırmaya gerek kalmıyor... Artık organik reyonunda bile kışın yaz sebze-meyvelerini bile bulabiliyorsunuz neredeyse ama bu bana çok da güvenilir gelmediğinden dersime çalıştım ve defterimi de yanıma aldım. Elimden geldiğince mevsimine uygun şeyler seçmeye çalıştım. Tadım günlerinde 3 gün kuralını uygulayacağımızdan 3'er tane aldım her şeyden.(3 gün kuralı bebeklerde ek gıdaya geçiş sürecinde besinlerle yeni tanışacağından vücudunun vereceği tepki bilinmediğinden ne gibi bir etki yaratacak, alerjik reaksiyon gösterecek mi onun takibini yapmak açısından ilk verilen her yiyeceği 3 gün boyunca tek başına yedirmektir. 3 gün süresince herhangi bir olumsuz etki görülmediyse o yiyecek sonrasında temize çıkan diğer yiyeceklerle kombinlenerek verilebilir demektir :)
Aldığım sebze ve meyveler: havuç, bal kabağı, brokoli, pırasa, avokado, elma, ayva ve ayrıca minik cam bir kapta organik yoğurt ve AOÇ günlük sütlerinden aldık yoğurt yapmak için.
Su olarak da cam şişe  bir su aldık, kaynatıp soğuttuk yine kendi cam şişesinde muhafaza ediyoruz.

Biraz da BLW yönteminden bahsedip bu yazıyı hazırlık yazısı olarak bitireyim ve tadım günlerinde neler yaşadığımızı başka yazılarda anlatayım.
BLW ile alakalı bilimsel ya da ansiklopedik bilgiyi birçok sitede bulabileceğinizden ben benim uygulayacağım BLW + klasik yöntem karmasından bahsedeyim. Çünkü salt BLW uygulayabilir miyim henüz kestiremiyorum :))

Nisan için uygulamayı yiyecekleri finger food diye adlandırılan parmak yiyecek boyutunda yani nisanın elinde tuttuğunda 5 cm kadar dışına taşacak şekilde çok ince olmayan şeritle halinde düdüklü tenceremin buhar sepetinde pişirerek hazırlıyorum. pişirme oranı BLW'de en önemli şeylerden biri. Çünkü bebek eline aldığında hamur gibi olmayacak ama kopardığında da ezemeyeceği kadar sert olmayacak. havuçta bu oranı iyi tutturmuştum ama bal kabağının ilk gününde fazla pişirmişim :(
Yiyecek ideal kıvamda piştikten sonra bebeği mama sandalyesine oturtuyoruz, yere bir örtü bebeğe bir önlük işlem tamam.sonrası takibi iyi yaparak karşıdan izlemek :)
mama sandalyesinin masasına koyuyorsunuz parmak yiyeceği ve kuzucukların onu nasıl da hemen kapıp ağızlarına götürdüklerini izliyorsunuz. Bebekler ilk etapta yeme eylemine alışırken öğürüyorlar. Bu çok normalmiş çünkü öğürme refleksleri bizim hissettiğimiz aşamadan çok daha öndeymiş. Bunu öncesinden bildiğim için sakindim. o minicik bedenleri öyle güzel bir mekanizmayla yaratılmış ki kendilerini tehlikelere karşı inanılmaz koruyorlar. Nisan bir kaç büyük parça yutmaya çalışınca hemen öksürme-öğürme-hapşırma arası bir hareketle attı parçaları ağzından :)
çorba-yoğurt gibi daha sıvı şeyleri verirken özel kaşığı kullanmayı planlıyorum bakalım ne derece işe yarayacak. Belki onları vermek için klasik yöntemi kullanıp katı şeylerde BLW'yi tercih ederim.
Elma falan gibi meyveleri de BLW yönteminde cam rende vb. kullanmadan yine parmak yiyecek olarak buharda ya da fırında yumuşatarak veriyorsunuz.

Ve tadım günlerinde yiyeceklerle birlikte su içmeye de başlanıyor. Bunun içinse alıştırma bardağı kullanıyoruz biz.

En önemli kısmı unutuyordum neredeyse. Bebeklere tadım günlerinde ne zaman vermeli yiyecekleri ? Ben araştırmalarım neticesinde sabah uyanınca ilk öğün anne sütü ya da devam sütü, sonraki öğün sütünü içmeden önce ek gıda, sonrasında su ve en son anne sütü üçlüsü. Özellikle akşam verilmemesi öneriliyor ilk etapta sindirme problemlerinden dolayı.

Ve tabi ki adı üstünde ek gıda, yine beslenmenin %80'ini anne sütü eğer yetersizse devam sütü oluşturuyor ve 1 yaştan sonra yiyecekle yavaş yavaş ağırlık kazanmaya başlıyor.

Şimdilik hazırlık süreci ve yöntemle alakalı aklıma gelenler bu şekilde. Neden mi yazıyorum bunları? Hem ileride neler yaşadığımı görebileyim hem de 1 kişi dahi kullansa buradaki bilgileri, pirinç unu-bebe bisküvisi inek sütü vs safsatalarından uzaklaşsa kardır.


31 Mart 2015 Salı

BAHAR OKUMA ŞENLİĞİ - OKUMA LİSTEM

Artık klasikleşen bir etkinlik haline geldi pinuccias 'ın Okuma şenlikleri...

Her defasında bu defa katılmayıp uzun zamandır okumak isteyip kategorilere uyduramadığım kitapları okuyacağım diyorum ama yine tutamıyorum kendimi :)

Benim için şenliğin en keyifli kısmı kategorilere göre liste hazırlama ve o aşamadaki araştırma kısmı. Bu defa yöntemimde biraz değişiklik yaparak okumak istediğim kitaplardan çok daha fazlasını kategorilere uydurabildim. Geçtim kitaplığımın başına okumak istediğim kitapları yığdım önüme ve başladım kategorilere uydurmaya. Sonuç aşağıda:


Kategoriler: 

1. Kategori (10 puan): Yaşar Kemal'den bir kitap. Kısa bir süre önce kaybettiğimiz ustaya saygı kategorisi.
TEK KANATLI BİR KUŞ / YAŞAR KEMAL

2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya foto roman.
ÇİZGİLERLE NAZIM HİKMET / MÜJDAT GEZEN&SAVAŞ DİNÇEL

3. Kategori (10 puan): Bir iki kitabını okuyup külliyatını okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan bir kitap.
YALNIZLIKLAR / HASAN ALİ TOPTAŞ

4. Kategori (10 puan): 1001 kitap listesinden bir kitap.
FARELER VE İNSANLAR / JOHN STEİNBECK

5. Kategori (10 puan): Mizahi türde, eğlenceli bir kitap.
İT KUYRUĞU / AZİZ NESİN

6. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
ANNE FRANK'IN HATIRA DEFTERİ / ANNE FRANK

7. Kategori (10 puan): Daha önce okuduğunuz bir kitapta bahsi geçtiği için merak edip okumak istediğiniz bir kitap.
YAŞLI ADAM VE DENİZ / ERNEST HEMNGWAY

8. Kategori (10 puan): İsminde bahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların bahar mevsiminde geçtiği bir kitap.
BAHARDA YİNE GELİRİZ / BARIŞ BIÇAKÇI

9. Kategori (10 puan): Bir yazarın tavsiye ettiği bir kitap.
PARASIZ YATILI / FÜRUZAN

10. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
SİYAH KOKU / GÜLAYŞE KOÇAK

11. Kategori (10 puan): Bir öykü kitabı.
ATLARI BAĞLAYIN GECEYİ BURADA GEÇİRECEĞİZ / MELİSA KESMEZ

12. Kategori (10 puan): Sizinle aynı ay doğmuş bir yazar veya şairden bir kitap.
BİR GÜN MUTLAKA / ATAOL BEHRAMOĞLU

13. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap. 
KARIŞIK KASET / UYGAR ŞİRİN

14. K
ategori (10 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış kadın bir yazardan bir kitap.




15. Kategori (10 puan): Biyografi/otobiyografi/anı türünde bir kitap.
KUTSAL İNEK / CEYLAN NAZ BAYCAN

16. Kategori (10 puan): Bir savaş romanı. (Fantastik savaşlar kapsam dışı)



17. Kategori (10 puan): Çok uzun süredir okumaya niyetlenip okumayı sürekli ertelediğiniz bir kitap.
ANKARA MON AMOUR / ŞÜKRAN YİĞİT

18. Kategori (Her kitap 10 puan, 3 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 50 puan)Dünya edebiyatından üç kitap. Kitapların biri Latin Amerika, biri Uzakdoğu, biri Balkan edebiyatından olmalı. Türk edebiyatı kapsam dışı.


Latin Amerika: ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ / JOSE SARAMAGO
Uzakdoğu:  
SAHİLDE KAFKA / HARUKİ MURAKAMİ
Balkanlar:  
ZORBA / NİKOS KAZANCAKİS

19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Aynı yazardan üç kitap. (Kitaplar aynı seriye ait olabilir).
PİNHAN / ELİF ŞAFAK

SİYAH SÜT / ELİF ŞAFAK
BABA VE PİÇ / ELİF ŞAFAK

20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.


Bir Türk kadın: ANTABUS / SERAY ŞAHİNER
Bir Türk erkek: YOLUN SONU NERESİ / SERKAN KOKTAY
Bir yabancı kadın: ODA / EMMA DONOGHUE
Bir yabancı erkek: PERİYODİK TABLO / PRİMO LEVİ

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Karakterlerin bulundukları kitaba isim verdikleri dört kitap.
KEMAL HADİ GEL Bİ KAHVE İÇELİM / GÜL SUNAL

TÜRKAN ŞORAY SİNEMAM VE BEN / TÜRKAN ŞORAY
BEN MALALA / MALAL YUSUFZAY
ABİM DENİZ / CAN DÜNDAR

22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.

AĞRI'NIN DERİNLİĞİ / ECE TEMELKURAN
DELİ KADIN HİKAYELERİ / MİNE SÖĞÜT
GEBELERE BALON / BİHTER DİNÇEL&ELİF EZGİ UZMANSEL
BENİM KİTAPLARIM / SEMA ASLAN

26 Ocak 2015 Pazartesi

GEBELİK GÜNLÜĞÜ - 4 / AŞERME HALLERİ


Yeniden merhaba...

Ara ara yazmak geçiyor içimden ama ne yazacağım ki deyip vazgeçiyorum. Günler birbirine benzer geçiyor. Göbeği her geçen gün biraz daha büyüyor ve belirginleşiyor :) Artık bilmeyenler hamile misin diye soracak kadar anlaşılıyor :))

Bugün (26.01.2015 Pazartesi) itibariyle 18+5 haftalık oldu bebeğimiz. Artık karnımdaki pıtır pıtır hallerin bebeğimin hareketleri olduğundan emin gibiyim. İlk hissettiğimde acaba mı demiştim ama artık ayırt edilebilir düzeyde kendileri :) Bu hissi tarif etmek için bir şeylere benzetmesiyse hayli zor. Karındaki gaz sancısına benziyor ama daha aşağılarda, içerde minnak birinin takır tukur bir şeyler yapışına da benziyor, hafiften gıdıklanma hissi de veriyor... İşte öyle bir şey :)) şimdilik sadece ben hissediyorum, henüz babası hissedemedi malesef. 

Çarşamba günü büyük gün. Yine bir buluşma anı bizi bekliyor :) 

Şimdi gelelimmm başlığın hakkını vermeye. Önceden uyarayım bol miktarda can çekici yiyecek içerebilir. Canı bir şeyler görünce isteyenler bakmasa daha mı iyi olur acaba :))

Aşermenin hep uykudan uyandıracak kadar büyük bir istek olduğunu duymuştum. Ama bende aşerme halleri çılgınca bir halde olmadı, hiçbir seyin koksu burnuma elmedi ya da henüz hiçbiri için canımın istemesiyle uykudan uyanmadım :) Ama ilerleyen zamanlarda ne olur bilemiyorum :))

İlerde bakınca hoş bir hatıra olur diye aşerdiğim şeyleri de yemeden önce fotoğraflıyorum. Aşağıda bunlar yer alıyor. Aşerme sıralamasını hatırlamak için uğraşmadım ama ilk istediğim dondurmaydı onu biliyorum :)



Cupcake ile geç tanışanlardan olsam da Very Cupcake'inkileri yerken çok keyif alıyorum. Bir akşam canım cupcake istedi dedim ve eşimle kendimizi tutamadık. Sonuç bu :) iki kişi için fazlaca görünebilir ama biz birkaç günde tükettik bunları.


Bu güzel sofra bizim yılbaşı soframızdı. Arkadaşımızın misafiriydik. Uzunca bir süre canım hanımların gün masalarından böyle bir tabloyu istiyordu. Özellikle mercimekli köfte :) Bir de fotoğrafta Pek belli olmasa da orda bir yerlerde annemin elinden çıkma misss gibi içli köfte var ki o da özellikle istediklerimdendi :)


Bizi en çok uğraştıranlardan biri oldu bu kestaneler :) canımın kestane istemesiyle kendimizi Ankara turu atarken bulduk. Kış günü her zaman karşımıza çıkan kestanecilere bir haller olmuş ve çok geç saat olmamasına rağmen ortadan kaybolmuşlardı. Zar zor bir yerde bulduk o da o kadar kötüydü ki. İçinde çiğ olanlar, çizilmemiş olanlar, yanmış olanlar falan vardı. Bunlar seçilmiş en düzgünleri :( ama zatn bu aşerme öyle bir şey ki 1 tane yemek yetiyor :))


Aşureyi normalde de çok severim ama bu sene aşure mevsiminde bol bol canım istediğinden yedim :) 


Bu karede zor bulunurgillerden :) İşten yorgun argın eve gelmişim. Canım tatlı istiyor. Akşam yemeği için yiyecek yemeğimiz yok ama ben aldırmayıp hem kek hem kabak tatlısını attım fırına :))


ilk aşerdiğim şeydi dondurma. Midemin çok iyi olmadığı ilk zamanlar soğuk ve ekşi şeyler öyle iyi geliyordu ki... Kış günü belki de yazın yemediğim kadar dondurma yedim bu nedenle :) Ankara'da bilen bilir Atatürk Orman Çiftliğinin nefis dondurmaları vardır. Genelde tercihim ondan yanadır. Eşimden istedim yine akşamın bir vakti (ki nedense bu aşerme halleri bizim başımıza hep akşamları geliyor ) Vakit geç olunca aramış taramış bulamamış. Ben de meraklardayım nerde kaldı bu adam diye. Bir aradım bulamadım, dolaşıyorum bulmak için dedi :) dedim boşver çiftlik olmasın kap bi dondurma gel :) Payıma bu nefis Maraş dondurması düştü. Tam tamına yarı kilo dondurmayı tek başıma hüplettim :))


Lokma tatlısını çok severim. Gördüğümde dayanamam normalde de. Yolda giderken karşıma çıktı ve yine kayıtsız kalamadım kendilerine :)) Pek belli olmasa da üzerinde tarçın var. şekeri dengeliyorum çaktırmayın ;))


Bu mısırların sebebi de yolda bardakta mısır satan amcaarım o mis kokuyu ortalık yerde salıvermesidir :) Ama bardakta olan kesmez ben koçanda olanını isterim dedim :) sağ olsun kayınvalidem hissetmiş herhalde buzluğuna atmış yazdan. Benim için bir güzel haşlamış. Bana da yumulup yemek düştü :))


Sanırım aşermelerim arasında en ilginç olanlarından biri ketçaplı spagettidir :) Nedeniyse normalde ketçaptan hiç haz almamamdır. Hatta öyle ki yıllar var ki yemem, yanlışlıkla ketçap bulaşmış bir şeyi bile yemem o derece. Ama bir anda canım bu görüntüyü ve lezzeti istedi :))


Mr.China ve noodle yiyebildiğim ten Çin yemeğidir sanırım. Bu da haftasonu bir akşam vakti aklıma düşenlerdendir efendim :)

Şaka maka yazarken fark ettim ki amma şey istemişim :)) Ki 4 ayı geride bıraktığım düşünülürse ve önümüzde daha baya zamanımız olduğunu da hesaplarsak vay eşimin haline :(

Şu sıralar canım çilek istiyor. Çoook sevdiğim bir meyvedir kendileri. Marketlerde boy gösterse de istediğim lezzeti alamayacağımı bildiğimden isteğimi öteliyorum...Ama güzel haber bugün eşimden geldi. birkaç ay önce tesadüfen Silifkeli biriyle tanıştık. Adam 15 günde bir falan Ankara'ya o anki mahsül neyse getirip satıyormuş. Daha önce leziz portakal ve mandalinalarından yedik. Taze mahsül çilekleri toplamış ve 2 gün sonra getiriyormuş :)) 2 gün sonra 1 kasa çileği tek başına bitirmiş bir Deniz fotoğrafı paylaşırsam şaşırmayınız efendim :))

Oburix benden hatta bizden şimdilik bu kadar :)

12 Ocak 2015 Pazartesi

GEBELİK GÜNLÜĞÜ - 3


Geçen yazımda miniğimizin cinsiyet konusundaki merakımızı perçinleyerek göstermediğini ve bir sonraki randevuya kadar belirsizliğin devam ettiğinden bahsetmiştim. Doktorumuz isterseniz birkaç gün sonra tekrar gelin dese de, heyecan güzeldir diyip ve kız olsun erkek olsun ne fark eder diyerek sabretmeyi seçtik.

Gelin görün ki sayılı gün öyle sanıldığı kadar çabuk geçmiyor. Üstüne bir de hastalık nedeniyle raporlu olup evde kalmak, onun üstüne kar ve soğuklar nedeniyle yapılan tatillerden hamilelerin de faydalanmasıyla gelen 3 günlük tatil derken 2 haftada toplamda 2,5 gün çalışıp geri kalan süreyi evde geçiriyorsanız pek de çabuk geçmiyor :) Ama şu da var ki evde olmak şahane bir şey... Layıkıyla dinlendim. Miniğimize mini mini örgüler ördüm, kitap okudum, televizyonda kadın programlarından dizilere filmlere kadar bir sürü şey izledim ( hamilelik bana tv izleme alışkanlığı edindirdi malesef :)

Yeni yıla, yepyeni bir hayatın başlayacak olması düşüncesiyle girmek apayrı bir duygu yarattı bizde. her ne kadar yılbaşı gecesinin ertesi günü, ondan öncekilerden farklı olmasa da her yeni yıl bende yeni umutlar yaratır ama bu defa daha bir başkaydı. Sanırım bu hissin tam bir tarifi yok :) 2015'in bizim çekirdek ailemiz için unutulmaz bir yıl olacağından eminim ama umarım her anını güzelliklerle anacağımız, tadımızın hiç kaçmayacağı, her yeni güne şükürle uyandığımız bir yıl olur... Elbette ki sadece bize değil tüm insanlara güzellikler getirsin 2015...

"Amma uzattın hadi sonuca gel !!!" diyenler eminim vardır bu satırlarda gezinenler arasında :))

7 Ocak 2015 Çarşamba günü tam da 16.haftamız başlamışkendi doktor randevumuz. Benim için doktora gidiş anları hep heyecanlıdır ve bu öyle bir heyecandır ki sesim soluğum kesilir :) Eşim bıkmadan usanmadan her gidiş anımızda heyecandan yine sus pusuz der ve ben de her defasında nasıl olmalıydım diyerek susmaya devam ederim :) Yine öyle bir andı ve bu defa heyecanım çok daha başkaydı. Çokça tezcanlı bir koç kadını olarak merakımın tek nedeni alınacak kıyafetler :)) Nasıl mı ??? E doğuma kadar alınacak bir sürü şey var ve bir yerden başlamak lazım. Unisex al al nereye kadar :))

Bir paragraf daha heyecanıma sizi de oretk ettiğime göre artık sonucu açıklayabilirim :)) Ultrasona girdim ve heyecan dorukta. Doktor bir bana baktı, bir babamıza baktı ve hemşiremize haydi sen söyle dedi veeee : "bir kız bebek geliyor" cevabıyla heyecanımız yatıştı yerini sevinç nidalarına bıraktı :)


Kız olduğunu öğrendikten sonra bu defa kafamızda deli sorular: sağlığı nasıl, boyu kaç, kilosu ne, hareket ediyor mu, e ben bunları ne zaman hissedeceğim ve daha bir sürü... 

Çok şükür tüm sorularımıza güzel cevaplar aldık. Minik prensesimiz gaet sağlıklıymış ve doktorumuza göre o gün çok fotojenikmiş :) bazı randevularda istememize rağmen fotoğraf vermeyen doktorumuz, bu defa bir sürü fotoğrafla uğurladı bizi :))

Bir de 4'lü tarama mevzusu geçti. Bununla alakalı okuyan anne adayları varsa onlar için ayrıntılı yazmak isterim. 2'li tarama için kan vermiştim ve sonuç düşük risk grubunda çıkmıştı. Ayrıntılarından daha önceki yazımda bahsetmiştim. Bu gidişimde ise doktor 4'lü tarama yaptırıp yaptırmama konusunda bazı açıklamalarda bulundu. Öncelikle gittiğim doktor bir perinatolog yani riskli gebelik uzmanı ve özel muayenehanesinde standartların üzerinde bir cihazla ultrason bakıyor. Bu bize bazı konularda büyük avantaj sağlıyor. Yaptığı açıklamada 2'li taramanın kendisi açısından ve devlet politikaları açısından zorunlu olduğunu ancak orada çıkan sonucun ve ultrason verilerinin, yaş, hastalık vs. faktörlerinin dikkatle değerlendirilmesiyle 4'lü taramanın ekstra külfet olabileceğini, yapılmasının kişisel tercih olduğunu söyledi. Ben de çevremde daha önce hamilelik geçirmiş arkadaşlarımla da konuşup ve biraz araştırarak yaptırmamaya karar verdim. Bu doktoruma olan güvenim nedeniyle tamamen kişisel bir tercihtir. Umarım anne adayları için gerekli bir bilgi olmuştur bu.

Netice itibariyle artık göbeğinden hamile olduğu anlaşılan, cinsiyeti ne sorularına rahatlıkla kız cevabını verebilen bir anne adayıyım :))

25 Aralık 2014 Perşembe

KIŞ OKUMA ŞENLİĞİ 2014 - OKUMA LİSTESİ


     Yine bir şenlik, yine bir kitap şeçme heyecanı. Güz Şenliği benim için hızlı başlayıp hüsranla sonuçlanmıştı. Hamilelik bulantıyla kendini göstermese de yoğun bir uykuyla gösterdi kendini. Dolayısıyla haftalarca tek satır okuyamadım. Ama artık ikinci 3 aylık döneme girmemi fırsat bilip daha aktif bir okuma sürecine girebileceğimi düşünüyorum.
    Bu şenliklere katılmamdaki en büyük etken kitap seçmenin verdiği haz kesinlikle. Elbette ki motive olmamda da etkisi var ama listeyi elime alıp kütüphanemin önüne geçip, bir yandan da elimde tablet gerekli araştırmaları yaparak kitap seçmek inanılmaz bir keyif benim için.
     Bazı türlere uzak olmam sebebiyle seçimde çokça zorlansam da edebiyat dünyasının nasıl büyük bir derya olduğunu da bir kez daha kavramış oldum...
     Siz de katılmak isterseniz ayrıntılar için ev sahibemiz pinuccias'ın blogunu ziyaret edebilirsiniz.
     Şimdi gelelim benim okuyacaklarıma :

KATEGORİLER: 

1. Kategori (10 Puan): Altın Kitaplar Yayınevi'nden Bir Kitap. 

Nehir Tanrısı (Wilbur Smith)
Altın Kitaplar (446 sayfa)

2. Kategori (10 Puan): Bir Çizgi Roman Veya Foto Roman.

Küçük Prens (Joann Sfar)
Turkuvaz Kitap (110 sayfa)

3. Kategori (10 Puan): Fantastik Kurgu/Bilim Kurgu/Distopya/Steampunk Vb. Türde Bir Kitap.

Otomatik Portakal (Antony Burgess)
İş Bankası Kültür Yayınları (172 sayfa)

4. Kategori (10 Puan): Adında Bir Akrabalık İlişkisi Geçen Bir Kitap.

Abim Deniz (Can Dündar-Hamdi Gezmiş)
Can Yayınları (480 sayfa)

5. Kategori (10 Puan): Bir Şiir Kitabı.

Kuvayi Milliye (Nazım Hikmet)
Yky (226 sayfa)

6. Kategori (10 Puan): Yasaklanmış Bir Kitap.

Böyle Bir Sevmek (Attila İlhan)
Bilgi Yayınevi (168 sayfa)

7. Kategori (10 Puan): Tarihi Kurgu Türünde Bir Roman.

Gırnatacı (Ercüment Cengiz)
Everest Yayınları (335 sayfa)

8. Kategori (10 Puan): İsminde Kış Mevsimini Çağrıştıran Bir Kelime Geçen Veya Olayların Karda 
Kışta Geçtiği Bir Kitap.

Böğürtlen Kışı (Sarah Jio)
Arkadya Yayınları (353 sayfa)

9. Kategori (10 Puan): Bir Yazarın Tavsiye Ettiği Bir Kitap.

Mrs.Dalloway (Virginia Woolf)
İletişim Yayınları (192 sayfa)

10. Kategori (10 Puan): Yayınlanmış Tek Bir Romanı Olan Bir Yazarın "O" Romanı.

Karahindiba (Sinan Sülün)
Sel Yayıncılık (142 sayfa)

11. Kategori (10 Puan): Mektuplardan Veya Anılardan Oluşan Bir Kitap.

Şevket Rado'ya Mektuplar
Yky (196 sayfa)

12. Kategori (10 Puan): İlkokulu Bitirdiğiniz Yıl İlk Baskısını Yapmış Bir Kitap.

İçimden Kuşlar Göçüyor (İnci Aral)
Kırmızı Kedi Yayınları (165 sayfa)

13. Kategori (10 Puan): Beyaz Perdeye Aktarılmış Bir Kitap. 

Karışık Kaset (Uygar Şirin)
Kırmızı Kedi Yayınları (292 sayfa)

14. Kategori (10 Puan): 20. Yüzyılda Nobel Edebiyat Ödülü Kazanmış Bir Yazardan Bir Kitap.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (Jose Saramago)
Kırmızı Kedi Yayınları (204 sayfa)

15. Kategori (10 Puan):Goodreads'in "Ölmeden Önce Okunması Gerekn 1001 Kitap" Listesinden Bir Kitap.

Bozkırkurdu (Hermann Hesse)
Yky (209 sayfa)

16. Kategori (10 Puan): Bir Aşk Romanı.

Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler (Jan-Philipp Sendker)
Koridor Yayıncılık (312 sayfa)

17. Kategori (10 Puan): Size Veya Aynı Evde Yaşadığınız Kişilere Ait Olmayan Bir Kitap.

Psikiyatrist (Wulf Dorn)
Pegasus Yayınları (416 sayfa)

18. Kategori (Her Kitap 10 Puan, 2 Kitabı Da Okuyana Ekstradan 20 Puan, Toplam 40 Puan): Bir Türk, Bir Yabancı Yazardan Birer Öykü Kitabı.

Havuz Başı (Sait Faik Abasıyanık)
İş Bankası Kültür Yayınları (143 sayfa)

Yeşil Kapı (O.Henry)
Varlık Yayınları (149 sayfa)

19. Kategori (Her Bir Kitap 10 Puan, Tüm Kitaplar Okunursa Ekstradan 30 Puan, Toplamda 70 Puan): Şimdiye Kadar Hiç Kitabını Okumadığınız Dört Yazardan Birer Kitap. Yazarların İkisi Türk, İkisi Yabancı, İkisi Kadın, İkisi Erkek Olmalı.

Çifte Kapıların Ötesi (Gülayşe Koçak)
Yky (180 sayfa)

Atanamayanlar (Başar Öztürk)
Okuyanus (171 sayfa)

Doratea'nın Şarkısı (Rosa Regas)
Can Yayınları (253 sayfa)

Gençliğin Şarabı (John Fante)
Parantez Yayıncılık (198 sayfa)

20. Kategori (Her Bir Kitap 10 Puan, Tüm Kitaplar Okunursa Ekstradan 40 Puan, Toplam 70 Puan): Pulitzer Veya Man Booker Veya Goncourt Veya Nebula Veya Hugo Ödülü Kazanmış Veya Bu Ödüller İçin Finalist Olmuş Üç Kitap.  

Beni Asla Bırakma (Kazuo Ishıguro)
Yky (272 sayfa)

Saatler (Michael Cunningham)
Can Yayınları (230 sayfa)

Yaşlı Adam Ve Deniz (Ernest Hemingway)
Bilgi Yayınevi (136 sayfa)

21. Kategori (Her Bir Kitap 10 Puan, Tüm Kitaplar Okunursa Ekstradan 30 Puan, Toplamda 70 Puan): Dünya Edebiyatından Dört Kitap. Kitapların Biri Latin Amerika, Biri Afrika, Biri Asya Ve Biri Avrupa Edebiyatından Olmalı. Türk Edebiyatı Kapsam Dışı.

Kum Kitabı (Jose Luis Borges)
İletişim Yayınları (107 sayfa)

Yavaş Adam (J.M Coetzee)
Can Yayınları (259 sayfa)

Beyaz Gemi (Cengiz Aytmatov)
Elips Kitap (144 sayfa)

Var Olan Ada (Susanna Tamaro)
Can Yayınları (149 sayfa)

22. Kategori (Her Bir Kitap 10 Puan, Tüm Kitaplar Okunursa Ekstradan 40 Puan, Toplamda 70 Puan): Türk Bir Yazardan Bir Üçleme Veya Aynı Seriye Ait Üç Kitap.

İnce Memed - 1 (Yaşar Kemal)
Yky (436 sayfa)

İnce Memed - 2 (Yaşar Kemal)
Yky (459 sayfa)

İnce Memed - 3 (Yaşar Kemal)

Yky (629 sayfa)


    Şenliği bu kitaplarla tamamlarsam toplamda 33 kitap, 8333 sayfa okuyarak, 573 puan alabileceğim. Hepsini tamamlayabilir miyim bilmem ama beni motive edeceğini umuyorum.
    Herkese keyifli okumalar...