26 Ocak 2015 Pazartesi

GEBELİK GÜNLÜĞÜ - 4 / AŞERME HALLERİ


Yeniden merhaba...

Ara ara yazmak geçiyor içimden ama ne yazacağım ki deyip vazgeçiyorum. Günler birbirine benzer geçiyor. Göbeği her geçen gün biraz daha büyüyor ve belirginleşiyor :) Artık bilmeyenler hamile misin diye soracak kadar anlaşılıyor :))

Bugün (26.01.2015 Pazartesi) itibariyle 18+5 haftalık oldu bebeğimiz. Artık karnımdaki pıtır pıtır hallerin bebeğimin hareketleri olduğundan emin gibiyim. İlk hissettiğimde acaba mı demiştim ama artık ayırt edilebilir düzeyde kendileri :) Bu hissi tarif etmek için bir şeylere benzetmesiyse hayli zor. Karındaki gaz sancısına benziyor ama daha aşağılarda, içerde minnak birinin takır tukur bir şeyler yapışına da benziyor, hafiften gıdıklanma hissi de veriyor... İşte öyle bir şey :)) şimdilik sadece ben hissediyorum, henüz babası hissedemedi malesef. 

Çarşamba günü büyük gün. Yine bir buluşma anı bizi bekliyor :) 

Şimdi gelelimmm başlığın hakkını vermeye. Önceden uyarayım bol miktarda can çekici yiyecek içerebilir. Canı bir şeyler görünce isteyenler bakmasa daha mı iyi olur acaba :))

Aşermenin hep uykudan uyandıracak kadar büyük bir istek olduğunu duymuştum. Ama bende aşerme halleri çılgınca bir halde olmadı, hiçbir seyin koksu burnuma elmedi ya da henüz hiçbiri için canımın istemesiyle uykudan uyanmadım :) Ama ilerleyen zamanlarda ne olur bilemiyorum :))

İlerde bakınca hoş bir hatıra olur diye aşerdiğim şeyleri de yemeden önce fotoğraflıyorum. Aşağıda bunlar yer alıyor. Aşerme sıralamasını hatırlamak için uğraşmadım ama ilk istediğim dondurmaydı onu biliyorum :)



Cupcake ile geç tanışanlardan olsam da Very Cupcake'inkileri yerken çok keyif alıyorum. Bir akşam canım cupcake istedi dedim ve eşimle kendimizi tutamadık. Sonuç bu :) iki kişi için fazlaca görünebilir ama biz birkaç günde tükettik bunları.


Bu güzel sofra bizim yılbaşı soframızdı. Arkadaşımızın misafiriydik. Uzunca bir süre canım hanımların gün masalarından böyle bir tabloyu istiyordu. Özellikle mercimekli köfte :) Bir de fotoğrafta Pek belli olmasa da orda bir yerlerde annemin elinden çıkma misss gibi içli köfte var ki o da özellikle istediklerimdendi :)


Bizi en çok uğraştıranlardan biri oldu bu kestaneler :) canımın kestane istemesiyle kendimizi Ankara turu atarken bulduk. Kış günü her zaman karşımıza çıkan kestanecilere bir haller olmuş ve çok geç saat olmamasına rağmen ortadan kaybolmuşlardı. Zar zor bir yerde bulduk o da o kadar kötüydü ki. İçinde çiğ olanlar, çizilmemiş olanlar, yanmış olanlar falan vardı. Bunlar seçilmiş en düzgünleri :( ama zatn bu aşerme öyle bir şey ki 1 tane yemek yetiyor :))


Aşureyi normalde de çok severim ama bu sene aşure mevsiminde bol bol canım istediğinden yedim :) 


Bu karede zor bulunurgillerden :) İşten yorgun argın eve gelmişim. Canım tatlı istiyor. Akşam yemeği için yiyecek yemeğimiz yok ama ben aldırmayıp hem kek hem kabak tatlısını attım fırına :))


ilk aşerdiğim şeydi dondurma. Midemin çok iyi olmadığı ilk zamanlar soğuk ve ekşi şeyler öyle iyi geliyordu ki... Kış günü belki de yazın yemediğim kadar dondurma yedim bu nedenle :) Ankara'da bilen bilir Atatürk Orman Çiftliğinin nefis dondurmaları vardır. Genelde tercihim ondan yanadır. Eşimden istedim yine akşamın bir vakti (ki nedense bu aşerme halleri bizim başımıza hep akşamları geliyor ) Vakit geç olunca aramış taramış bulamamış. Ben de meraklardayım nerde kaldı bu adam diye. Bir aradım bulamadım, dolaşıyorum bulmak için dedi :) dedim boşver çiftlik olmasın kap bi dondurma gel :) Payıma bu nefis Maraş dondurması düştü. Tam tamına yarı kilo dondurmayı tek başıma hüplettim :))


Lokma tatlısını çok severim. Gördüğümde dayanamam normalde de. Yolda giderken karşıma çıktı ve yine kayıtsız kalamadım kendilerine :)) Pek belli olmasa da üzerinde tarçın var. şekeri dengeliyorum çaktırmayın ;))


Bu mısırların sebebi de yolda bardakta mısır satan amcaarım o mis kokuyu ortalık yerde salıvermesidir :) Ama bardakta olan kesmez ben koçanda olanını isterim dedim :) sağ olsun kayınvalidem hissetmiş herhalde buzluğuna atmış yazdan. Benim için bir güzel haşlamış. Bana da yumulup yemek düştü :))


Sanırım aşermelerim arasında en ilginç olanlarından biri ketçaplı spagettidir :) Nedeniyse normalde ketçaptan hiç haz almamamdır. Hatta öyle ki yıllar var ki yemem, yanlışlıkla ketçap bulaşmış bir şeyi bile yemem o derece. Ama bir anda canım bu görüntüyü ve lezzeti istedi :))


Mr.China ve noodle yiyebildiğim ten Çin yemeğidir sanırım. Bu da haftasonu bir akşam vakti aklıma düşenlerdendir efendim :)

Şaka maka yazarken fark ettim ki amma şey istemişim :)) Ki 4 ayı geride bıraktığım düşünülürse ve önümüzde daha baya zamanımız olduğunu da hesaplarsak vay eşimin haline :(

Şu sıralar canım çilek istiyor. Çoook sevdiğim bir meyvedir kendileri. Marketlerde boy gösterse de istediğim lezzeti alamayacağımı bildiğimden isteğimi öteliyorum...Ama güzel haber bugün eşimden geldi. birkaç ay önce tesadüfen Silifkeli biriyle tanıştık. Adam 15 günde bir falan Ankara'ya o anki mahsül neyse getirip satıyormuş. Daha önce leziz portakal ve mandalinalarından yedik. Taze mahsül çilekleri toplamış ve 2 gün sonra getiriyormuş :)) 2 gün sonra 1 kasa çileği tek başına bitirmiş bir Deniz fotoğrafı paylaşırsam şaşırmayınız efendim :))

Oburix benden hatta bizden şimdilik bu kadar :)

12 Ocak 2015 Pazartesi

GEBELİK GÜNLÜĞÜ - 3


Geçen yazımda miniğimizin cinsiyet konusundaki merakımızı perçinleyerek göstermediğini ve bir sonraki randevuya kadar belirsizliğin devam ettiğinden bahsetmiştim. Doktorumuz isterseniz birkaç gün sonra tekrar gelin dese de, heyecan güzeldir diyip ve kız olsun erkek olsun ne fark eder diyerek sabretmeyi seçtik.

Gelin görün ki sayılı gün öyle sanıldığı kadar çabuk geçmiyor. Üstüne bir de hastalık nedeniyle raporlu olup evde kalmak, onun üstüne kar ve soğuklar nedeniyle yapılan tatillerden hamilelerin de faydalanmasıyla gelen 3 günlük tatil derken 2 haftada toplamda 2,5 gün çalışıp geri kalan süreyi evde geçiriyorsanız pek de çabuk geçmiyor :) Ama şu da var ki evde olmak şahane bir şey... Layıkıyla dinlendim. Miniğimize mini mini örgüler ördüm, kitap okudum, televizyonda kadın programlarından dizilere filmlere kadar bir sürü şey izledim ( hamilelik bana tv izleme alışkanlığı edindirdi malesef :)

Yeni yıla, yepyeni bir hayatın başlayacak olması düşüncesiyle girmek apayrı bir duygu yarattı bizde. her ne kadar yılbaşı gecesinin ertesi günü, ondan öncekilerden farklı olmasa da her yeni yıl bende yeni umutlar yaratır ama bu defa daha bir başkaydı. Sanırım bu hissin tam bir tarifi yok :) 2015'in bizim çekirdek ailemiz için unutulmaz bir yıl olacağından eminim ama umarım her anını güzelliklerle anacağımız, tadımızın hiç kaçmayacağı, her yeni güne şükürle uyandığımız bir yıl olur... Elbette ki sadece bize değil tüm insanlara güzellikler getirsin 2015...

"Amma uzattın hadi sonuca gel !!!" diyenler eminim vardır bu satırlarda gezinenler arasında :))

7 Ocak 2015 Çarşamba günü tam da 16.haftamız başlamışkendi doktor randevumuz. Benim için doktora gidiş anları hep heyecanlıdır ve bu öyle bir heyecandır ki sesim soluğum kesilir :) Eşim bıkmadan usanmadan her gidiş anımızda heyecandan yine sus pusuz der ve ben de her defasında nasıl olmalıydım diyerek susmaya devam ederim :) Yine öyle bir andı ve bu defa heyecanım çok daha başkaydı. Çokça tezcanlı bir koç kadını olarak merakımın tek nedeni alınacak kıyafetler :)) Nasıl mı ??? E doğuma kadar alınacak bir sürü şey var ve bir yerden başlamak lazım. Unisex al al nereye kadar :))

Bir paragraf daha heyecanıma sizi de oretk ettiğime göre artık sonucu açıklayabilirim :)) Ultrasona girdim ve heyecan dorukta. Doktor bir bana baktı, bir babamıza baktı ve hemşiremize haydi sen söyle dedi veeee : "bir kız bebek geliyor" cevabıyla heyecanımız yatıştı yerini sevinç nidalarına bıraktı :)


Kız olduğunu öğrendikten sonra bu defa kafamızda deli sorular: sağlığı nasıl, boyu kaç, kilosu ne, hareket ediyor mu, e ben bunları ne zaman hissedeceğim ve daha bir sürü... 

Çok şükür tüm sorularımıza güzel cevaplar aldık. Minik prensesimiz gaet sağlıklıymış ve doktorumuza göre o gün çok fotojenikmiş :) bazı randevularda istememize rağmen fotoğraf vermeyen doktorumuz, bu defa bir sürü fotoğrafla uğurladı bizi :))

Bir de 4'lü tarama mevzusu geçti. Bununla alakalı okuyan anne adayları varsa onlar için ayrıntılı yazmak isterim. 2'li tarama için kan vermiştim ve sonuç düşük risk grubunda çıkmıştı. Ayrıntılarından daha önceki yazımda bahsetmiştim. Bu gidişimde ise doktor 4'lü tarama yaptırıp yaptırmama konusunda bazı açıklamalarda bulundu. Öncelikle gittiğim doktor bir perinatolog yani riskli gebelik uzmanı ve özel muayenehanesinde standartların üzerinde bir cihazla ultrason bakıyor. Bu bize bazı konularda büyük avantaj sağlıyor. Yaptığı açıklamada 2'li taramanın kendisi açısından ve devlet politikaları açısından zorunlu olduğunu ancak orada çıkan sonucun ve ultrason verilerinin, yaş, hastalık vs. faktörlerinin dikkatle değerlendirilmesiyle 4'lü taramanın ekstra külfet olabileceğini, yapılmasının kişisel tercih olduğunu söyledi. Ben de çevremde daha önce hamilelik geçirmiş arkadaşlarımla da konuşup ve biraz araştırarak yaptırmamaya karar verdim. Bu doktoruma olan güvenim nedeniyle tamamen kişisel bir tercihtir. Umarım anne adayları için gerekli bir bilgi olmuştur bu.

Netice itibariyle artık göbeğinden hamile olduğu anlaşılan, cinsiyeti ne sorularına rahatlıkla kız cevabını verebilen bir anne adayıyım :))